Değerli öğretim elemanlarımız ve sevgili öğrencilerimiz,

Bugün eğitim emekçileri olarak burada, başöğretmenimizin huzurunda bu anlamlı günü kutlamak için bir aradayız.

Bizler sağlıklı toplumun temellerini oluşturan meslekleri yetiştiren özverili eğitimcileriz. Son yıllarda yaşadığımız salgın, deprem, savaş gibi tüm felaketler aslında emeklerimizin ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu bize gösterdi. Nitelikli sağlık çalışanları yetiştirmek için verdiğimiz emeklerin ürünleri, canla başla çalışarak kendilerini hiçbir zorluktan esirgemedi.

Bizler bir yandan ışığını bilimden alan ve sürekli öğrenen, merhametli ve cesur sağlık çalışanları yetiştirirken bir yandan da onlara ihtiyacı olan insanların yaşamlarına dokunmanın, onların en özel anlarında yanlarında olmanın ne kadar muhteşem ve ayrıcalıklı olduğunu anlatıyoruz.

Bizler öğrencilerimizin toplum ve dünyadaki değişme ve gelişmelere ayak uydurabilecek biçimde yetiştirilmelerini hedefliyoruz.

Bu hedefimiz, iyi bir eğitim sisteminin yanında, sizler gibi nitelikli eğitimcilerle sağlanabilir. Her birinize tüm çabalarınız için çok teşekkür ediyor ve gününüzü kutluyorum.

24 Kasım 1928 tarihinde Atatürk’e başöğretmen unvanı verilmiştir. Dünyada liderleri başöğretmen olan başka bir ulus yoktur. Bu nedenle Ulu Önder Mustafa Kemal Atartürk’ün sözü ile konuşmamı bitirmek isterim;

“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder”.